Moda yazarı Patrick Mauriès, Karl Lagerfeld ile 1981 yılında tanıştı. Mauriès, çağdaş moda ve kültür hakkında yazdığı kısa bir kitapta Lagerfeld’in sözlerine yer verdikten sonra ikilinin tanışması gerçekleşti. O zamanlar Lagerfeld, lüks markalar Chloé ve Fendi için tasarımlar yapmış olsa da, daha sonraki yıllarda özellikle Chanel’e kreatif direktör olarak katılmasından sonra ikonik bir figür haline gelmemişti. Lagerfeld’in popülerliği arttıkça, Mauriès ve Lagerfeld yakın arkadaş oldular ve yıllar boyunca Lagerfeld’in lüks mülklerindeki özel hayatının ve yaşam tarzının nadir görülen yanlarına şahitlik etti.

Mauriès, Lagerfeld ile yaptığı konuşmalarda şöyle dedi: “Her şey tam bir lüks. Onunla küçük bir öğle yemeğine bile gittiğinizde, peçeteler nakışlı olurdu.” Lagerfeld’in Diptyque mumlarını evde kullanan ilk kişilerden biri olduğunu hatırlatan Mauriès, “Tabii ki sadece bir tane değil. Yemek odasına giden merdivende 20 mum olurdu ve bu gerçekten çok lüks bir atmosfer yaratırdı.” diye ekledi.

Lagerfeld’in özenle düzenlenen bu “yüksek lüks” yaşam tarzının tam boyutu, “Karl Lagerfeld: Evlerde Bir Yaşam” adlı yeni kitapta ortaya çıkıyor. Kitapta, Mauriès tarafından yazılan bir giriş ve Marie Kalt tarafından yazılan her evle ilgili metinlerle birlikte Lagerfeld’in Avrupa’daki 13 mülkünün nadir görülen fotoğrafları yer alıyor. Bu evler, Paris, Monte Carlo, Roma, Hamburg ve daha fazlasında yer alıyor ve tasarımı konusunda Lagerfeld’in az bilinen bir yönünü ortaya koyuyor.

Her mülk farklı ve kendine özgü bir şekilde dekore edilmiştir. Lagerfeld’in 1960’ların ve 70’lerin ikinci katında annesiyle paylaştığı Rue de l’Université’daki Paris’teki evi, Art Deco tarzı mobilyalar ve ev eşyalarıyla doluydu. 1977 yılında Lagerfeld, Paris’teki 18. yüzyıl Hôtel Pozzo di Borgo’ya taşındı ve bu binanın farklı bölgeleri arasında zaman zaman taşındığı bu rezidans, birçok odada süslü kilimler ve altın işlemelere sahip Avrupa Aydınlanma çağının büyüklüğünü yansıtıyordu. Mauriès, “Her zaman mekanın ruhuyla oynamıştı” diyerek ekledi ve Lagerfeld’in iç dekorasyonunda Alman kökenine göndermeler olduğunu söyledi.

1980’lerde satın aldığı Monte Carlo rezidansında, Lagerfeld İtalyan mimar Ettore Sottsass tarafından kurulan Memphis Group tasarım okuluna ilgi duymuştu. Hamburg’da bulunan Alman köyü Vila Jako adını alan rezidansı 1990’ların başında satın almış olan Lagerfeld, iç mekanları İsveçli Grace tasarım hareketine ait vazolar gibi objelerle doldurdu.

Mauriès, Lagerfeld’in dekorasyon anlayışını ziyaret ettiği birçok mülkte görme şansı olduğunu belirtti ve şunları söyledi: “Onun dekorasyon tarzında her seferinde bir atmosferden diğerine, antika iç mekanlardan ultra modernlere sürekli bir değişim vardı. O, dekorasyonun bir perspektifinde sıkışıp kalmayı hayal bile edemezdi.” Aslında, Mauriès, her evin dekorasyonunda Lagerfeld’in bir tiyatro sahnesini tasarlıyormuş gibi detaylara büyük önem verdiğini aktardı. “Ve sonra her şey bittiğinde, biraz ilgisi azaldı ve başka bir ev yaratmaya geçti.”

Bu yeniden icat süreci aslında Lagerfeld’in modaya ve kişisel tarzına da yansıyan bir şeydi. Bir sezon dan bir sonraki sezon yaptığı gibi, kendi imajının ve stilinin evrimiydi.

Moda yazarı Patrick Mauriès, 1981 yılında Karl Lagerfeld ile tanıştı. Lagerfeld, o zamanlar Chloé ve Fendi için tasarımlar yapmış olsa da, daha sonra Chanel’e kreatif direktör olarak katılmadan önce popüler bir figür haline gelmedi. Mauriès ve Lagerfeld yakın arkadaş oldular ve Lagerfeld’in lüks mülklerinde özel hayatına şahitlik etti.

Lagerfeld’in “yüksek lüks” yaşam tarzı, “Karl Lagerfeld: Evlerde Bir Yaşam” adlı yeni kitapta yer alıyor. Kitap, Lagerfeld’in Avrupa’daki 13 mülkünün nadir görülen fotoğraflarıyla birlikte Mauriès ve Marie Kalt tarafından yazılmış metinleri içeriyor.

Her mülk farklı ve kendine özgü bir şekilde dekore edilmiştir. Paris’teki evi Art Deco tarzı mobilyalarla doluyken, Paris’teki Hôtel Pozzo di Borgo rezidansında Avrupa Aydınlanma dönemine ait süslü objeler yer alıyordu. Monte Carlo ve Hamburg’daki rezidanslarında ise farklı tasarımlar kullanılmıştır.

Lagerfeld’in dekorasyon anlayışı, her evde tiyatro sahnesini tasarlıyormuş gibi detaylara önem vermesini içeriyordu. Ayrıca, evlerinin dekorasyonunda sürekli olarak değişime gittiği ve yeniden icat sürecine girdiği belirtilmektedir.

Bu yeniden icat süreci aynı zamanda Lagerfeld’in modaya ve kişisel tarzına da yansımaktadır, kendi imajının ve stilinin evrimidir.

Anahtar kelimeler:

– Patrick Mauriès: Moda yazarı ve Karl Lagerfeld’in yakın arkadaşı.
– Karl Lagerfeld: Ünlü moda tasarımcısı ve Chanel’in eski kreatif direktörü.
– Chloé: Lüks moda markası.
– Fendi: Lüks moda markası.
– Chanel: Lüks moda markası.
– Diptyque: Ünlü mum markası.
– Art Deco: 1920’ler ve 1930’lar arasında popüler olan bir tasarım akımı.
– Avrupa Aydınlanması: 17. ve 18. yüzyıllarda Avrupa’da ortaya çıkan bir felsefi ve kültürel hareket.
– Memphis Group: İtalyan tasarım okulu.
– Grace tasarım hareketi: 20. yüzyılın başlarında İsveç’te ortaya çıkan bir tasarım akımı.

Önerilen ilgili bağlantılar:
karllagerfeld.com (Karl Lagerfeld resmi websitesi)
chanel.com (Chanel resmi websitesi)